Bu şekilde bir başlık atılmasının nedeni, böyle bir yerleşmiş algının oluşudur. Gerek iflas erteleme müessesesi hayattayken ve gerekse güncellenmiş haliyle konkordato yürürlüğe girdiğinden bu yana yaşadığımız tecrübeler, alacaklılarından koruma talep eden borçlu firmalardan, hemen hemen tüm tacirlerin adeta cüzzamlıymış gibi uzaklaşmasıdır. İflas erteleme müessesesinde böyle bir tutum anlayışla karşılanabilirse de, iflas erteleme müessesesinden farklı olarak yeni konkordatonun yürürlükte olduğu bu dönemde, konkordato sürecine girmiş bir borçlu firma ile çalışmak tam anlamıyla bir fırsattır.
Sizleri ikna edecek kanuni gerekçelerimizi sunmadan evvel, şunu en başta belirtelim ki, konkordato sürecine girmiş bir firma, aleyhine olan ticari yaşamdaki algıdan dolayı, tedbir kararı ile koruduğu elindeki nakitle zaten ticari hayatına devam etmeye çalışmaktadır. En başta bu nedenle de fırsattır. Vadeli satış gibi riskli yol yerine, hiç kimsenin yüzüne bile bakmadığı borçlu firma ile bir müddet peşin çalışma şansınız zaten bulunmaktadır. Bu nedenle sırf konkordato sürecine girdi diye, borçlu firma ile iletişiminizi kesmeyiniz. Hatta konkordato alacaklısı olsanız bile… Daha yoğun bir diyaloga girin. İnanın diğer alacaklılara kıyasla en çok kazanan siz olacaksınız. Konkordato projesinde size yıllar sonra ödeme vaat eden borçlu firma ile diyalogunuzu devam ettirirseniz yapacağınız peşin satışlarda (riski almanız kaydıyla sorguladığınız ve güvendiğiniz müşteri çekine karşılık vadeli satış da düşünülebilir), önceki alacaklılarınızdan bir kısmını peyderpey tahsil etme imkanınız olacaktır. Bu olanak iflas erteleme müessesesinin ayakta olduğu dönemde de geçerli bir yoldu.
Gelelim asıl fırsata…
Malumunuz, konkordato mühlet kararından sonra takip yasağı söz konusudur. İİK. 294. maddede bu husus açıkça düzenlenmiştir. Bu madde de 206 ncı maddedeki (işçilik, nafaka alacağı vs.) alacaklar imtiyazlı olduğunda istisna tutulmuş ve takip yapılabileceğinden bahsedilmiştir. Hatta öyle ki, bu imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenmeden konkordatonun tasdiki dahi mümkün değil. Zira 305/d maddesinde bu açıkça düzenlenmiştir. Maddeye göre konkordatonun tasdik şartlarından biri olarak;
“d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması” kabul edilmiştir.
Sanırım, fırsatın ne olduğu gözünüze çarpmıştır: “Mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası”. İşte imtiyazlı alacakla birlikte aynı statüye kavuşan bu alacak türü için, mühlet kararı içinde de borç ödenmediği takdirde icra takibi yapılabilecektir. Hiç icra takibi yapmasanız bile, anılan maddeye göre, komiserin ya da komiser heyetinin onayıyla borçlu firma ile sözleşme yapmış olduğunuzdan dolayı, alacağınız yeterli teminata bağlanmadan konkordato tasdik edilemeyecektir. Unutmayınız ki, bu halde bir konkordato alacaklısı değil, masa alacaklısısınız. Masa alacaklılarına olan borçlar tasfiye edildikten sonra ancak kalan miktar, konkordato alacaklıları arasında pay edilecektir.
Görüleceği üzere, konkordato sürecindeki bir firmaya sırt çevirmek yerine onunla çalışmak, bir fırsattır. Mutlaka değerlendiriniz. Ancak yapacağınız sözleşmeye komiserin ya da komiser heyetinin onayını almayı unutmadan…
Yasal Dayanaklar:
İcra İflas Kanunu:
“Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları:
MADDE 294- Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.”
“Konkordatonun tasdiki şartları:
MADDE 305- 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.”