Türk parasının kıymetinin korunması amacıyla, 16.11.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle dövizle sözleşme yapma yasağı getirilmişti. İşbu tebliğ dayanağını, 32 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinden almaktadır. Kararname de, dayanağını Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’dan almaktadır. Norm hiyerarşisi gereği kanunun Anayasa’ya uygun olma zorunluluğu şüphe götürmezdir. Ancak gerek kararname ve gerekse tebliğ yayımlandığından bu yana Anayasa’ya aykırılık hususunda hararetli tartışmalar yaşanmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilip edilmeyeceği hususu, tebliğe uyarlanan sözleşmelerin akıbeti açısından son derece önemli olsa da, yazının amacı itibariyle konu dışıdır.
Burada norm hiyerarşisini hatırlatmamızın bir nedeni var: Tebliğe aykırılık, dayanağı olan kararnameye, kararnameye aykırılık da, dayanağı olan kanuna aykırılık ve dolayısıyla tebliğe aykırılık, kanuna aykırılıktır. Tebliğdeki düzenlemelerin emredici olduğu çok açıktır. Zira, açık bir şekilde başka türlü düzenleme yapılamayacağı ifade edilmiştir. Peki, dövizle sözleşme yasağına aykırı bir sözleşme yapılması halinde, sözleşmenin akıbeti ne olacak?
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un md. 3/1 ve 3/9’a göre, 2019 yılında yürürlüğe girecek yeniden değerleme oranı ile birlikte 6.300-55.000 TL arasında olması tahmin edilmektedir.
Peki yalnızca para cezası mı?
Türk Borçlar Kanunu md. 27 öyle demiyor.
“Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.”
Açık bir şekilde ortadadır ki, dövizle sözleşme yapma yasağına aykırı olan sözleşmeler kesin hükümsüzdür. Acaba kısmi hükümsüzlükle sözleşme ikinci fıkrada belirtildiği şekilde ayakta tutulabilir mi? Sözleşme bedeli olmaksızın sözleşme kurulamayacağından bu da mümkün değil. Dolayısıyla dövizle sözleşme yasağına aykırı olan tüm sözleşmelerin kesin hükümsüz olması tehlikesi ayan beyan ortadadır.
Bu tehlikeye karşı tüm sözleşmeci tarafların tedbir almasında fayda gözükmektedir. Evet, değerlendirmemiz aşırı gibi görünebilir. Nihayetinde tebliğde, aykırılık halinde yaptırım olarak sözleşmelerin geçersiz olacağı belirtilmemiştir. Para cezası öngörülmüştür.
Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesi de uygulanabilir. Maddeye göre:
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.
Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.”
Kanaatimizce, dövizle sözleşme yasağına aykırılık durumunda, taraflardan birinin kesin hükümsüzlüğü ileri sürebilme tehlikesine karşın, her zaman için diğer tarafa TBK. md. 138’in uygulanmasını talep etme olanağı tanınmalıdır. Aksi halde kötü niyetin ödüllendirildiği bir durum ortaya çıkabilir.
Kesin hükümsüzlük tehdidinin gerçekleşmemesi için iş bu yazı yazılmış olup, sözleşmeci tarafların dikkat etmesinde fayda görüyoruz.
Son bir ek olarak şunu da ifade etmek de fayda var. Tebliğle yalnızca 2020 yılının Ekim ayına kadar kira bedeli üzerinde bir belirleme olanağı getirilmiştir. Koruma bu tarihte sonra ermektedir. Sonrası ise tamamen belirsizdir. Sonrasında anlaşma olmadığı takdirde ne olacağı hususunda büyük bir belirsizlik söz konusudur. İlk akla gelen anlaşma olmaması halinde kira tespit davası olsa da, halihazırda bunun sorunu çözüp çözemeyeceği son derece tartışmalıdır.
Bilginize sunarız.