Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 26.10.2021 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
26.10.2021 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, sosyal içerik üreticilerinin elde ettikleri kazançlar ile mobil cihazlarda uygulama geliştirenlerin bu uygulamalardan elde ettikleri kazançların belirli bir tutara kadar olan kısmının, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kazançlarının ve çiftçilere yapılan destek ödemelerinin gelir vergisinden istisna tutulması gibi birçok yeni düzenleme ihtiva etmekte olup vergilendirme dönemleri, mükelleflerin bildirime dayalı yükümlülükleri, gider pusulasının düzenleneceği durumlar ile azami düzenleme süresi, pişmanlık, ıslah, ceza ve uzlaşma müesseseleri gibi pek çok hususta değişiklik öngören kanunun detaylıca incelenmesi gerekmektedir.
Çeşitli vergi kanunlarında değişiklikler öngören kanun ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda önemli bazı değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bunlardan ilki, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmesi olup kanun teklifinde bu uygulama ile, sayısı 850 bin civarında olan ve “küçük esnaf” olarak ifade edilen mükellef grubunun yıllık beyanname vermemelerinin sağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununda gerçekleştirilen bir diğer değişiklik ise sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden paylaşım yapan sosyal içerik üreticilerini ilgilendirmekte olup sosyal içerik üreticilerinin elde ettikleri kazançlar ile mobil cihazlarda uygulama geliştirenlerden, bu uygulamalardan elde ettikleri kazançları toplamının GVK Madde 103 hükmünde düzenlenmiş gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin bu kazançlarının istisna kapsamına alınmasına dair düzenleme getirilmiştir. İstisnadan faydalanabilmek için mükelleflerin Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açtırmaları ve faaliyete ilişkin tüm hasılatlarını münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil etmeleri gerekmekte olup böylelikle bankalar bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan tutarda belirli bir oran üzerinden tevkifat yapacak, mükelleflerin hasılatları üzerinden tevkif suretiyle ödenen vergiler nihai vergi olacak, bu kazançlar için ayrıca yıllık beyanname verilmeyecektir.
Bunun gibi, Gelir Vergisi Kanununda gerçekleştirilen bir diğer değişiklik ile, çiftçilere yapılan destek ödemelerinin gelir vergisinden istisna tutulmasına ilişkin düzenleme getirilmiş, GVK Madde 53’te düzenlenen, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlardan hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceğine ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmıştır.
Kanun ile getirilen bir yeni düzenleme de vergilendirme dönemlerine ilişkin olup, yapılan değişiklik ile dördüncü geçici vergilendirme dönemi kaldırılmış, cari vergilendirme dönemi içerisindeki üç, altı ve dokuz aylık periyodlar üçer aylık dönemler itibarıyla geçici vergi dönemleri kabul edilmiş, İlgili takvim yılı veya hesap döneminin son üç aylık dönemi ise geçici vergi dönemi kapsamında sayılmamıştır. Yine kanun kapsamında yapılan düzenleme ile yıllık beyanname verme ve ödeme dönemleri bir ay öne çekilmiş olup her yılın mart ayında verilen gelir vergisi beyannamesi ile nisan ayında verilen kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme tarihi bir ay öne çekilerek gelir vergisi beyannamesinin şubat ayında, kurumlar vergisi beyannamesinin mart ayında verilmesi öngörülmüştür. Bu değişiklik ile, yıl içinde alınan son geçici verginin kaldırılması nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığının önceki yıllara göre bu dönemde nakit sıkıntısı yaşamamasının amaçlandığı kanun teklifinde ifade edilmiştir.
Kanun kapsamında internet ve elektronik gibi bilişim dünyasında meydana gelen gelişmelere bağlı olarak değişiklikler yapılmış olup bunlardan biri, Hazine ve Maliye Bakanlığına, fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesi kurulması konusunda yetki verilmesidir. Düzenleme kapsamında, bakanlıkça gerekli görülen hallerde, mükelleflerin işyeri ve adres kayıt sistemine kayıtlı yerleşim yeri adresleri ile il ve ilçelerin idarî sınırlarına bağlı kalmaksızın elektronik ortamda kurulanlar dâhil olmak üzere vergi daireleri kurulabilecek, vergi dairelerin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenebilecek, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesi tarafından yapılması gereken bazı işlemlerin diğer vergi daireleri tarafından yapılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenebilecektir.
Vergi Usul Kanununa, mükelleflerin bildirime dayalı yükümlülüklerinin hafifletilmesi amacıyla madde eklenmiş olup işbu yeni madde hükmü uyarınca, mükellefler tarafından bildirmekle yükümlü olunan bilgilerin, kamu kurum ve kuruluşları tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığına yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi halinde, bu bildirimin mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul edilmesi ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlenmesi hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Mezkur kanun ile, Vergi Usul Kanununun ceza ve uzlaşma müesseselerine yönelik hükümlerinde de önemli birtakım değişiklikler gerçekleştirilmiştir;
Vergi Usul Kanununun pişmanlık ve ıslah hükümlerini düzenleyen hükmünde yapılan değişiklik ile, mükellef tarafından gerçekleştirilen kanuna aykırılığın ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber verilmesi hâlinde, dilekçenin yetkili memurlar tarafından mükellef hakkında “haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin” bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın ve ilgili olduğu vergi türünün takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması durumunda vergi ziyaı cezası kesilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Yapılan düzenleme ile, mükellef hakkında devam etmekte olan vergi incelemesinin ya da yapılan takdire sevk işleminin ilgili olduğu vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlık talepli beyanname verilebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Bununla birlikte ilgili maddeye eklenen fıkra ile Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda da yetkili kılınmıştır.
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarından 5.000 Türk lirasını aşan cezalar tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınmış, üzerinde uzlaşılan cezaların kanunun ilgili maddesinde hükme bağlanan süre içerisinde ödenmesi halinde üzerinde uzlaşılan cezanın %25’inin indirilmesi yönünde değişiklik gerçekleştirilmiştir. Diğer yandan, 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için ise cezada indirim oranının %50 artırımlı olarak uygulanabilmesi amacıyla değişiklik yapılmıştır.
Tekerrür uygulamasına yönelik olarak ise, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi halinde, artırım tutarı kesinleşen cezadan fazla olmamak üzere, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanması yönünde değişiklik yapılmıştır. Mezkur değişiklik ile fiil ile ceza arasında orantılılık ilkesinin sağlanmasının amaçlandığı kanun teklifinde ifade edilmiştir.
Avukat Elif Aycan Türkkan
Kaynak: