28.02.2018 tarihinde kabul edilen İcra Ve İflâs Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 15.03.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş oldu. Böylelikle 15 yıldır kullanılan iflas erteleme kurumu ortadan kaldırılmış ve gözden düşmüş konkordato, güncellenmiş bir şekilde yeniden karşımıza çıkmıştır. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz. 67 maddelik değişiklikten dikkatimizi çekenleri madde sıralamasına uygun şekilde aşağıda aktarıyoruz.
MADDE 19-
2004 sayılı Kanunun 291 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Borçlunun malî durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması:
MADDE 291- Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Konkordato mühleti, konkordato borçlusunun durumunun iyileşmesi sebebiyle kaldırılabilecektir. Ancak iyileşmenin ne demek olduğu hususu kanunda açıkça belirtilmediği gözlemlenmektedir.
MADDE 20-
2004 sayılı Kanunun 292 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması:
MADDE 292- İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Maddede "başarıya ulaşma” ibaresi İle kastedilen haller iyileşmenin veya konkordatonun tasdikinin hiç mümkün olmadığı hallerdir. Aynı fıkranın (d) bendi uyarınca mahkeme, borca batık olduğu halde konkordato talebinden feragat eden sermaye şirketi veya kooperatifin borca batıklık nedeniyle iflasına karar verecektir.
MADDE 21-
2004 sayılı Kanunun 293 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kanun yolları:
MADDE 293- Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir.
Mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflâsına da karar verdiği hâllerde 164 üncü madde hükmü uygulanır.”
Konkordato hakkındaki kapsamlı kanun yolu denetimi konkordatonun tasdiki aşamasında kabul edilmekte; mühlet aşamasında kanun yolu denetimi sınırlandırılmaktadır. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi, kesin mühlet talebinin kabulü ile kesin mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı da kanun yoluna başvurulamayacaktır. Kesin mühlet talebinin reddi kararlarına karşı ise kural olarak sadece istinaf yolu öngörülmüştür. İstisna olarak mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflasına da karar verdiği hallerde bu kararlara karşı hem istinaf hem de temyiz kanun yollarına başvurulabilmesini öngören 164. madde hükmü uygulanacaktır.
MADDE 22-
2004 sayılı Kanunun 294 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları:
MADDE 294- Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Takas bu Kanunun 200 ve 201. maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186. madde hükmü uygulanır.
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.”
İflas erteleme kurumunda olduğu gibi konkordato mühleti içinde borçlunun rahat hareket edebilmesi ve alacaklıların baskısı altında olmadan konkordato projesinin hayata geçirilebilmesi için faaliyetlerine devam edebilmesi alacaklıların haklarına sınırlama getirilmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasında, konkordato mühletinden önce tatbik edilmiş hacizler, mühlet kararı devam ettiği sürece alacaklının haciz hakkı baki kalacağı belirtilmiştir.
Maddenin altıncı fıkrasıyla, konkordato mühleti verilmesinden evvel yapılan ve ileride doğacak alacağın devrine ilişkin olan sözleşmelerin, devredilen alacağın konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğması halinde hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Böylelikle konkordato alacaklılarının müracaat edebileceği malvarlığının korunması amaçlanmıştır.
Maddenin sekizinci fıkrası uyarınca, gecikmesinde sakınca bulunan haller dışında borçlunun projeyi gerçekleştirmesi için elinin daha rahat olması amacıyla, konkordatoya tabi alacaklara ilişkin idari davalar ve borçlunun davalı olduğu hukuk davalarının mühlet içinde duracaktır.
MADDE 23-
2004 sayılı Kanunun 295 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları:
MADDE 295- Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.”
Maddeye göre mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
MADDE 24-
2004 sayılı Kanunun 296. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları:
MADDE 296- Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.
Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.”
Uygulama tacirler arasındaki sözleşmelerde sıklıkla karşılaşılan hükümlerden biri de, konkordatonun ilanı halinde sözleşmenin feshedileceği hükmüdür. Bu maddeyle birlikte artık, borçlunun tarafı olduğu sözleşmelerde, konkordato talebinde bulunması halinde sözleşmenin borçlu aleyhine sona erdirileceğine ilişkin hükümler geçersiz kabul edilecek ve uygulanmayacaktır. Bu şekilde özellikle borçluya temel mal veya hizmet sağlayan sözleşmelerin devam etmesine imkan sağlanmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, konkordato talebinden önce akdedilmiş olup borçlunun işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin konkordato talebinden önceki şartlarla devam ettirilmesi imkanına ilişkin usul ve şartlar düzenlenmektedir.
Maddenin son fıkrasıyla, borçlunun tarafı olduğu sürekli sözleşmeler, borçlunun iyileşmesine olumsuz etkilerinin bulunması halinde, karşı tarafın zararının karşılanması koşuluyla her zaman sona erdirilebilecektir. Sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle, akdin karşı tarafına ödenecek tazminat alacağı, konkordato tasdik edildiği takdirde konkordatoya tabi bir alacak olarak kabul edilecektir. Taraflar tazminat miktarı konuşunda anlaşamadıkları takdirde tazminat alacağı çekişmeli alacak haline gelecektir. Sürekli sözleşmelerin sona erdirilmesi komiserin onayına tabi olacaktır. Komiser, bu hakkın kötüye kullanılmasına mâni olmak amacıyla ancak konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sözleşmelerin fesihlerine onay verecektir. Buradaki tek istisna ise hizmet sözleşmeleridir, hizmet sözleşmelerinin bu şekilde sona erdirilmesi mümkün değildir.
MADDE 25-
2004 sayılı Kanunun 297 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları:
MADDE 297- Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.
Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.
Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292. madde çerçevesinde karar verir.
Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288. madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.”
Maddeyle, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Mühlet kararı ile birlikte borçlunun tasarruf yetkisinin sınırlandığı söylenebilir. Konkordato mühleti içinde alacaklıların bazı haklarının ellerinden alınması (takip yasağı gibi) karşılığında, borçlunun tasarruf yetkisinin kısıtlanması bir anlamda fedakârlığın denkleştirilmesi olarak kabul edilebilir.
Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, borçlu maddenin ikinci fıkrasında sayılan işlemleri mahkemenin onayıyla gerçekleştirebilir. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, maddede öngörülen kısıtlamalara ve komiserin ihtarlarına aykırı hareket eden borçlunun tasarruf yetkisi kaldırılacak veya 292. madde gereğince şayet borçlu iflasa tabi bir kişi ise iflasına, iflasa tabi değilse mühlet kararı kaldırarak konkordato talebinin reddine re'sen karar verilecektir.
MADDE 26-
2004 sayılı Kanunun 298 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri:
MADDE 298- Komiser, görevlendirilmesini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir.
Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır bulundurur; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir.
İlgililer, yedi gün içinde ve masrafını önceden vermek kaydıyla, mahkemeden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilirler. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir.
Rehinli taşınmaz malların bu madde kapsamındaki kıymet takdiri, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilir.”
Konkordato komiseri, görevlendirilir görevlendirilmez borçlunun mallarının defterini tutarak bütün bu malların değerlemesini yapacaktır. Şayet borçlunun malları başka bir yerde ise bu değerleme malların bulunduğu yer icra dairesince yapılabilecektir.
Komiserin yapacağı kıymet takdirinde, rehinli mallar ayrı bir önem arz eder. Maddenin ikinci fıkrası gereğince, komiser rehinli malların da kıymetini takdir eder ve bu takdir ettiği bedeli alacaklılar toplantısından önce rehinli alacaklılara ve borçluya yazılı olarak bildirir.
Her ilgili, (şayet bu ilgililer rehinli alacaklı veya borçlu ise komiserin kıymet takdirini kendilerine bildirmesinden itibaren, diğer ilgililer ise öğrenme tarihinden itibaren) yedi gün içinde ve masrafları önceden karşılamak kaydıyla, asliye ticaret mahkemesinden rehinli malların kıymetinin yeniden takdir edilmesini talep edebilir.
Kanunun tasarı hali için:
http://www2.tbmm.gov.tr/d26/1/1-0913.pdf
Kanunun tam metni için:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/03/20180315-28.htm