28.02.2018 tarihinde kabul edilen İcra Ve İflâs Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 15.03.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş oldu. Böylelikle 15 yıldır kullanılan iflas erteleme kurumu ortadan kaldırılmış ve gözden düşmüş konkordato, güncellenmiş bir şekilde yeniden karşımıza çıkmıştır. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz. 67 maddelik değişiklikten dikkatimizi çekenleri madde sıralamasına uygun şekilde aşağıda aktarıyoruz.
MADDE 5-
“Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.”
Bu değişiklikle, rehinli alacaklar, tasfiye esnasında en ön sıraya geçmiştir.
MADDE 6-
2004 sayılı Kanunun 208 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “üç” ibaresi “iki” şeklinde değiştirilmiştir.
İflas tasfiyelerinin uzun sürmesinin önüne geçmek amacıyla, tasfiyenin nasıl yapılacağına ilişkin (adi/basit) karar verme süresi üç aydan iki aya indirilmiştir.
MADDE 7-
“İflâs dairesi; müflisin mağazalarını, eşya depolarını, fabrikalarını, imalathanelerini ve üretime yönelik sair yerlerini, perakende satış dükkânlarını ve buna mümasil yerlerini, masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare eder; aksi takdirde bu yerleri kapatıp mühürler.”
Tasarıda bu maddenin değişikliğine gerekçe olarak, alacaklıların daha fazla söz sahibi olmasının amaçlandığı ve değişiklikle eldeki muhtemel stokların en etkin şekilde paraya çevrilebileceği ve borçlunun işletmesinin faaliyete alınarak ekonomi içinde üretken bir hale getirilebileceği belirtilmiştir.
MADDE 9-
“İflâs idaresi, iflâs masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflâs tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.”
Tasfiye sürecinde alacaklıların olan bitenden haberdar olamaması ve özellikle talep halinde dahi iflas dairelerinin bilgi vermekten imtina ettikleri yönündeki şikayetlerin bertaraf edilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 10-
“MADDE 232- Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflâs idaresi tarafından 206 ncı ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflâs idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süresi içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflâs dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflâs idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir.”
Maddeyle, sıra cetveli hazırlamak için daha önce üç aylık asıl ve üç aylık uzatma olan süreleri, iki aya indirilmiştir. Ayrıca bu sürelere riayet etmeyen memurlar hakkında icra mahkemesi hakimlerine, yalnızca o tasfiye değil, tüm tasfiyelerde bir yıldan üç yıla kadar yasaklama yetkisi tanınmıştır. Üstelik verilecek karar, kesin olacaktır.
MADDE 12-
“Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.”
Bu madde getirilmeden de uygulama bu şekildeydi. Uygulamanın şekil verdiği bir düzenlemedir.
MADDE 13-
“MADDE 285- Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.”
Kanunda yer almamakla birlikte öğretide kabul edildiği üzere konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçların tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. Kanunun tasarı halinde madde gerekçesinde şu ifadeler aynen aktarmak yerinde olacaktır:
“Ülkemiz uygulamasında çok kere borçlu alacaklılarından hem vade ve hem de tenzilat istemekte ve böylece karma konkordato teklif etmektedir. Borca batik olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu İstemesi mümkündür. Diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu). Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir, zira böyle bir teklif, ödenmesi "teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez. Fakat, hazırlık çalışmaları sırasında, mahkemelerin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmeleri yolunu açık tutmak gerektiği ileri sürüldüğünden, madde metnine bu yönde bir sınırlama getirilmesinden kaçınılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasıyla, kaynak Kanuna ve mevcut Kanunumuza uygun olarak, tacir olmayanların da konkordato talep edebilmesi kabul edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında önemli olan, konkordato talep edenin, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyememesi veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olmasıdır, Ancak, konkordato sürecinin başarısız olması halinde, tacir olmayanlar hakkında iflas kararı verilemeyecektir. Bu noktada kaynak Kanundan ve mevcut Kanundaki düzenlemesinden ayrılmak suretiyle farklı bir hukuki sonuç kabul edilmektedir.”
MADDE 14-
2004 sayılı Kanunun 286 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Konkordato talebine eklenecek belgeler:
MADDE 286- Borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri ekler.
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Şu kadar ki bu şart 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz.
Bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir.
Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.”
İflas erteleme uygulamasından edinilen tecrübe dikkate alınarak, dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeler konusunda sıkı bir düzenleme yapılmıştır. Şirketin mali ve finansal durumunu en net bir şekilde ortaya çıkaracak belgelerin konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulması zorunlu hale gelmiştir. Bu belgeler asgari olarak ibrazı zorunlu belgelerdir. En dikkat çekici yenilik ise şirketin mali ve finansal durumunu en iyi şekilde ortaya koyan nakit akım tablosunun da talep edenden istenmesidir.
Maddenin birinci fıkrasının a bendi ön projeye ilişkindir, kesin değildir ve alacaklılar toplantısına başlangıçtaki ön projeden farklı bir konkordato projesi sunulabilmesi mümkündür.
Maddede ayrıca gerekçesinde ifade edildiği üzere; “…Bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporlarının da konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulması istenmekte ve böylece başarı ihtimali bulunmayan konkordato taleplerinin engellenmesi amaçlanmaktadır. Ancak, küçük İşletmeler finansal analiz raporu ibrazı mecburiyetinin dışında tutulmaktadır. Ayrıca, konkordato talebiyle birlikte mahkemeye sunulan belge ve tabloların tarihinin, başvuru tarihinden en fazla 45 gün öncesine ait olması aranmaktadır. Böylece değerIendirmelerin, örneğin altı ay, bir yıl öncesine ait olan ve geçen zamanın etkisiyle gerçek durumu yansıtmaktan uzaklaşan verilerden hareketle değil, güncel verilerden hareketle yapılması sağlanmak istenmektedir.
Maddenin son fıkrasında talep sahibi borçlunun konkordato süreci İçinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek bütün diğer belge ve kayıtları da sunmak zorunda olduğu açıklanmaktadır. Aksine davranış mühletin kaldırılmasına kadar gidebilecektir.”
Kanunun tasarı hali için:
http://www2.tbmm.gov.tr/d26/1/1-0913.pdf
Kanunun tam metni için:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/03/20180315-28.htm